Hattat Nazif Bey kırk yaşından sonra, büyük usta Sâmi Efendi’ye talebe olur. O günlerde Sâmi Efendi, çok sevdiği arkadaşı Çarşambalı Ârif Bey’in vefatından dolayı oldukça üzgündür. Fakat Nazif Bey’deki sanat aşkını görünce “Allah Ârif’i alıp yerine Nazif’i verdi.” diyerek hüznüne az biraz da olsa teselli bulur. Kendisine hem can dostu hem de hoca olan Sâmi Efendi için “Ben ona mülâkî olduktan sonra esrâr-ı hatta vukuf peydâ ettim.” demiştir. Nazif Bey 1907 yılında, altmış yaşındayken hocasından ta’lik icâzeti almış ve “Öğrenmenin yaşı yoktur.” sözünü bir kez daha doğrulamıştır.